Sosyal Bilimler alanında 90’ların ikinci yarısından itibaren duygu ve duygulanıma dair tartışmalar yükselmeye başladı. Bugün ise bu tartışmalar hemen her araştırma alanının ve konunun içine sızıyor. Peki, duygu ve duygulanım Sosyal Bilimlerde araştırmaların odağı haline nasıl geldi? Duygu ve duygulanıma dair temel tartışma çerçeveleri bize neler söyler? Türkiye’de Sosyal Bilimler alanında duygu ve duygulanım hangi bağlamlarda, nasıl çalışılmıştır ve/ya da çalışılabilir? Sonuç olarak duygulara ve duygulanımsal dinamiklere dikkat kesilmek neden önemlidir ve ne tür yeni tartışma alanları açabilir?
Bu sorular etrafında yola çıkan seminer programında, duygu ve duygulanımı bireysel tezahürlerden çok, toplumsal fenomen olarak ele alan yaklaşımlarıyla seminerler gerçekleştirilecek. Bu alanda çalışan akademisyen ve araştırmacıların katılımlarıyla Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesinde yürütülecek bu seminer dizisinin hem ilgili literatüre dair fikir edinmemizi hem de duygu ve duygulanım tartışmalarının bize açabileceği yeni araştırma alanları üzerine düşünmemizi sağlamasını arzu ediyoruz. Bunlarla birlikte, parçası olduğumuz çağı ve toplumsal dinamikleri, çatışmaları ve bir arada yaşama biçimleriyle potansiyellerini farklı bileşenleriyle yorumlayabilmemizde ufuk açıcı olmasını umut ediyoruz.
