Sahanın Sesleri: İletişim Araştırmalarında Etnografik Yöntem
09 Haziran 2014
Sahanın Sesleri: İletişim Araştırmalarında Etnografik Yöntem (İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları) başlıklı kitap çıktı. Farklı üniversitelerden on dört yazarın ortak çabalarının ürünü olan kitaba fakültemizden Doç. Dr. Hakan Ergül, Yrd. Doç. Dr. Emek Çaylı Rahte, Yrd. Doç. Dr. Burcu Şimşek, Yrd. Doç. Dr. Gülsüm Depeli, Öğr. Gör. Dr. Çağla Karabağ, Uzm. Şengül İnce ve Arş. Grv. Emel Uzun, özgün saha deneyimlerine dayanan çalışmalarıyla katkı sundular. Kitabın editörlüğünü fakültemiz öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hakan Ergül üstlendi.
Kitap esas olarak iletişim araştırmaları ile etnografik yöntemin kesişme alanıyla ilgileniyor. Kitap boyunca bu alanda literatürün, araştırmacının, sahanın ve nihayet dönüp kendi saha deneyimine bakan yazarın sesleri iç içe geçiyor, yaratıcı bir diyaloga zemin hazırlıyor. Kitabın sayfalarına yansıyan konu çeşitliliği, yanıtı aranan sorulara da yansıyor:
- İletişim ve medya araştırmalarında etnografik yöntem neden önemlidir?
- İletişim etnografisinde saha, sınırları belli bir topografya mıdır?
- Sahanın bir sesi var mıdır? Bu ses bir araştırmanın öyküsüne dönüştüğünde yazarının ve yazı'nın sesinden ayrılabilir mi?
- Araştırmacı “sahaya inerken” ya da “sahadan çıkarken” nelerle baş etmek zorunda kalır, ne hisseder?
- İletişim ve medya etnografisi alanında adına “veri toplama teknikleri” denilen sabit bir takım sandığından söz edebilir miyiz? Tekniğe sadakatin sınırı nerededir?
- Araştırmacının sınıfsal, etnik, dini, kültürel kimlikleri, toplumsal cinsiyeti ya da kişisel öyküsü ile saha arasında ne tür bir ilişki vardır?
- Bir saha araştırmasının yeterince etnografik olup olmadığına karar verenler, etnografik bir anlatının yeterince bilimsel olup olmadığına karar verenlerden nerede ayrılır?
- Bir etnografik çalışmada mahremiyeti ve gizliliği tehdit edebilecek bir durumla karşılaşıldığında ne yapmalıdır? Peki, katılımcı kendi hakkını ihlal etmek istediğinde?