Kültürlerarası iletişim, farklı sosyokültürel ve ekonomik gruplardan insanların karşılaşma deneyimlerini, anlam aktarım ve anlam üretim süreçlerini konu edinir. Günümüzde insanlar, eğitim, şirket organizasyonları, diplomatik görüşmeler, turistik geziler, siyasal ve ekonomik göçler gibi nedenlerle ülkeler arasında hareket ettiği ve farklı kültürlerden kişi ve gruplarla iletişime geçtiği için, kültürlerarası karşılaşma deneyimleri son 30 yıl içinde hızla artmıştır. Ayrıca, teknolojik olanakların sağladığı yeni medya ve iletişim ortamıyla birlikte kültürlerarası karşılaşmaların boyutlarının bir kez daha katlanarak büyüdüğü de hatırlanmalıdır.
Kültürlerarası iletişim sadece ulusal sınırlarla belirlenen ve tartışılan bir konu değildir. Kimlikler dönemeci olarak işaretlenen 1980'lerden itibaren kültürlerarası iletişim sadece ülkelerarası bir konu olmaktan çıkıp, konu olarak ülke içindeki farklı dinden, etnisiteden, sınıftan bölgeden ve cinsiyetten insanların karşılaşmasını içine alan bir alt disiplin haline gelmiştir.
Bugün kültürlerin karşılaşmalarının ortaya çıkardığı iletişim durumları, pratik olaylar ve olgular olmanın yanında teorik bir soru olarak görülmelidir. Her bir tikel karşılaşmada etkileşime giren kültürel örüntülerin dil, anlam, imge ve eylem dağarları hem teorik hem de betimsel olarak izlenebilmelidir.“Her kişilerarası iletişim aynı zamanda bir kültürlerarası iletişimdir” görüşünden hareket eden Kültürlerarası İletişim Anabilim Dalı, çalışmalarında yöntemsel olarak hem kültürel benzeşiklikler hem de farklılıklar kategorilerini izlemeye çalışır.
Kültürlerarası İletişim Anabilim Dalı, kültürlerarası iletişim yeterliği edinimini çağcıl bir soru olarak değerlendirmekte, bu doğrultudaki soruları etik ve sorumluluk bileşenleriyle ele almaya çalışmaktadır.
Kültürlerarası İletişim, kültürlerarası karşılaşmadan doğan etkileşim ortamında kültürel kimliğin müzakere edilme ve kurulma süreçlerini anlamaya çalışmanın yanında, her bir karşılaşmada ortaya çıkan siyasi ve hiyerarşik asimetrileri ve bunların yol açtığı sorunları da kaçınılmaz olarak konu edinmek durumunda kalmıştır. Bu doğrultuda alan, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve iletişim gibi farklı akademik çalışma alanları ile ortak çalışmalar yapmaya, disiplinlerarası etkileşime açıktır. Bu nedenle, anabilim dalı bünyesinde açılan dersler, fakültedeki diğer bölüm ve anabilim dalları ile koşut tasarlanmıştır. Bu sayede akademik olarak kültürlerarası iletişim alanını seçen öğrenci, kültürlerarasılaşmanın sadece insan ve iletişim boyutunu değil, aynı zamanda sanatsal, dilsel ve hatta materyal boyutlarını da izleme olanağı bulacak, bunlardan teorik bir çalışma yönelimi üretebilecektir.